29 Ekim 2008

Cumhuriyet Bayramı


Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!


Bugün, Can Dündar'ın, Ata'mızın yaşamını anlattığı Mustafa filmine gitmeye, günün anlam ve önemi ile ilgili yazı yazmaya ve bacaklarımı uzatıp okul için güzel hazırlıklar yapmaya niyetlenmiştim.Hatta bunların bir kısmını dün yapacaktım.
"Bizler, plan yaparken Allah, yukardan gülümsermiş" ya da "yaşam, biz başka planlar yaparken başımıza gelenlerdir" sözlerini doğrularcasına bütün planlarım alt üst oldu!
Yazımı yazıp yayımlamak bu saate kaldı,"Mustafa" filmine çok istediğim halde gidemedim. Okul için yapmaya niyetlendiklerimin çoğu yattı.
Neden mi çünkü Yuumak'ı dün doktoruna götürdüm, doktoru, gelişmediğini, metabolik bir sorunu olduğunu söyledi.
Bugün,ufaklık mamasını yemeyip kusunca bize doktor yolları göründü. Hemen doktoruna danıştım, kesinlikle gelmesi gerektiğini söyledi. Annemle birlikte Bülent ağabeyine götürdük, orada bıraktık.İnşallah tedaviye yanıt verir de iyileşebilir bebiş!
Bugün bütün gün yollardaydık, eve akşam dönebildik. Önümde malzemeler yapılmayı bekliyorlar!
Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın!

21 Ekim 2008

İstanbul'da Buluşma Etkinliği ile İlgili Bir Düzeltme

ist etk

Sevgili dostlar, arkadaşlar, İstanbul'da buluşma etkinliği ile ilgili olarak
  • Sevda
  • 'nın önerisi ile buluşma tarihini erteledik, hem daha fazla kişinin haberi olur hem de katılım daha geniş olur diye düşündük!
    İstanbul ve Ankara dışında oturan arkadaşlardan da dileyenler etkinliğimize katılabilirlerse çok mutlu oluruz!
    İstanbul'dan katılacak ve buluşma yeri konusunda fikir verecek arkadaşlar, "mutlulukmutfakta.etkinlik@gmail.com" adresime bildirirse sevinirim.
    Ankara'dan katılacak ya da yer konusunda fikrini yazmak isteyen arkadaşların da "sevdamavisietkinlik@gmail.com" adresine yazması gerekmektedir.
    Katılım ve buluşma yerimiz ile ilgili önerilerinizi içeren iletileriniz büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum, bekliyoruz!
    Bir kez daha keyifli bir etkinlik olması dileğiyle!
    Sevgiyle, dostça kalın!

    18 Ekim 2008

    Şehitlerimize ve Ailelerine

    Bugün, güzel, mütevazi, insan gibi insan, yüreği çok çok
    güzel Volkan Konak'ın Eledim Eledim türküsünü dinledim
    ve şehitlerimizle,şehit ailelerine ithaf etmek istedim!

    Volkan konak-eledim eledim


    Dilerim bu terör bir an önce sona erer, savaştaymışız gibi gencecik
    askerlerimizi yitiriyoruz! Tezkerenin de bir daha uzatılmamasını diliyorum,
    gencecik şehitler vememek adına! Bizler, öğrendikçe çok üzülüyoruz,içimiz
    kanıyor ama ya aileleri ne hale geliyor, yürekleri dağlanıyor!
    Ateş daha çok düştüğü yeri yakıyor!












    16 Ekim 2008

    HEP BİRLİKTE ESRA’CIĞIMIZIN ADINI YAŞATALIM ..

    Sevgili Zerrin ve blogcu arkadaşlar,Esranın aramızdan ayrılışın 1. yılına doğru onun adını bizlerden sonra da devam etmesi için çok güzel bir kütüphane oluşturalım evdeki eski kitapları gönderelim dedik. Hadi hep birlikte katılalım kampanya. Ayrıntı için bkz.
  • Zerrin
  • 15 Ekim 2008

    Bir Çınar Daha Yıkıldı


    Evet, bir çınar daha yıkıldı,NTV'de akşam haberlerinde öğrendim ki büyük ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı yitirmişiz! Hangimiz unutabiliriz ki ders kitaplarımızdaki şiirlerini? Hepimizin başı sağolsun!
    Şir yazabilme becerisini Tanrı'nın gülümsemesi olarak yorumlarmış. Bu ne kadar güzel bir bakış açısı, çok etkilendim! Ve (yanlış anladıysam düzeltin) evini gençlere ve çocuklara bağışlamış!
    Ben, yaşayan büyüklerimizin varlığı ile rahat hissediyordum kendimi,yitirdiklerrimzn yanmında teselli oluyordu.Biliyordum ki onlar orada yaşıyorlar, yakınımdaymış gibi duyumsuyordum.Ama sonra değerli büyüklerimzin ölüm haberlerini öğrenince içimde bir boşluk oluşuyor,elimdeki her şey değerini yitiriyor, gönlümdeki çiçekler soluyor!
    Evet,ben, her büyük kaybımızda bunları duyumsuyorum!
    Ve Yaşar Kemal, Betül Mardin gibi yaşayan, üretkenliğini sürdüren, verimli olabilen,karşılarındaki insanlara bir şeyler verebilen aydın büyüklerimize, çınarlarımıza sağlıklı yıllar diliyorum!


    BU ELLER MİYDİ?

    Bu eller miydi masallar arasından
    Rüyalara uzattığım bu eller miydi.
    Arzu dolu, yaşamak dolu,
    Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.

    Bilyaların aydınlık dünyacıkları
    Bu eller miydi hayatı o dünyaların.
    Altın bir oyun gibi eserdi
    Altın tüylerinden mevsimin rüzgarı.

    Topraktan evler yapan bu eller miydi
    Ki şimdi değmekte toprak olan evlere.
    El işi vazifelerin önünde
    Tırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi.

    Kaybolmus o çizgilerden
    Falcının saadet dedikleri.
    O köylü çakısının kestiği yer
    Söğüt dallarından düdük yaparken...

    Bu eller miydi kesen mavi serçeyi
    Birkaç damla kan ki zafer ve kahramanlık.
    Yorganın altına saklanarak
    Bu eller miydi sevmeyen geceyi.

    Ayrılmış sevgili oyuncaklardan
    Kırmış küçücük şişelerini.
    Ve her şeyden ve her şeyden sonra
    Bu eller miydi Allaha açılan !

    SENİ SEVMEK..

    Kişi seni severse
    Soyunur aya karşı
    Sever
    Ölüşüne dek

    ÇOCUKSUZ GECELER

    Bu gece beni terk ettin çocuğum
    Ki hala ellerimde bir şafak.
    Herkes ölürken son anda
    Bir gece hatırlayacak.

    Birikti serçeler saçaklara
    Davetler gibi uzaklardan.
    Ülkeler midir ki varılmaz
    Uykular içre kalan.

    Vaktin saadetiyle durmuş
    Kağıt gemilerim ve rüzgar.
    Seyretsin sonsuz hudutları,
    Harap kalelerinde krallar.

    Çocuğum tarlalar sarardı,
    Nur gibi olgun başak.
    Herkes ölürken son anda
    Bir çocuk hatırlayacak.

    AKDENİZ ŞİİRLERİ

    Sen Deniz Gök,
    Bir an dursanız uykuda
    Büyür bir yosun geceye karşı.

    Tedirgin olur ölüler
    Bir an yaslansanız karanlığa,
    Sen Deniz Gök.

    Dalarım engine
    Ki yaşadığım
    Anladığımdır.

    Roma'yla Kartaca'nın arasında
    Yüzer, sevgi sevgi
    İstanbul.

    Böler bir kuş düşüncemi ikiye
    Maviden
    Yarıda kalır içki.

    Dersin ki
    Ellerimize değecek
    Yıldızlar
    Büyüyecek büyüyecek de.

    Dersin ki
    Bir aydınlığı var
    Sevgililer için,
    Karanlık sessiz de.

    Dersin ki
    Uyuyamıyorum
    Yalnızız
    Gece, mavi de.

    Sessizdi yeryüzü
    Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
    Akdenizde
    Yalnız ikimiz.

    Beni seviyor musun dedim,
    Yumdu gözlerini uzaklığa,
    Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
    Tam sorulacak yer.

    Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
    Yellerde
    Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.

    Dalgaların ucunda yıldızların ucu
    Her köpük bir fırtına
    Her köpük bir evren.

    Su deniz su gök gizlenebilir
    Seni sevdiğim
    Gizlenemez.

    Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
    En çok suya benzer
    Sevgimiz.

    Morluğun acısı var sonu yok
    Karışır yaşamımıza
    Kendiliğinden.

    Herkes ölünce toprak olurmuş
    Hayır hayır
    Bizim su olacağımız besbelli.

    Akdeniz enginlerde kararmaktadır
    Ama
    Ben
    Öyle maviyim ki.

    Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
    Ama
    Ben
    Sahibi gibiyim yıldızların.

    Akdeniz seni bir daha yaratamaz
    Ama
    Ben
    Seni bir daha sevebilirim.

    Deli gibi bir gürültu, ansızın,
    Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
    Düşünür Akdeniz.

    İşte uçaklar geçer havalarından
    Kalır mavilik üstünde apak izleri,
    Akdeniz anlar ve sever.

    Denizdir,
    Her akşam üstü
    Bütün düşüncelerde
    Gelip gider.

    Seninle
    Acısı
    Uzunluğu
    Aksi.

    Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
    Senin
    Uzaklarda
    Unuttuğun sessizlik.

    Duymuştun
    Bu türküyü
    Çok eskiden de.

    Bu türküyle anlarsın yelden
    Yeşilden
    Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.

    Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
    Varsın ışıl ışıl
    Ve yoksun biraz.

    İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.

    Fazıl Hüsnü Dağlarca

    14 Ekim 2008

    İSTANBUL'DA BULUŞUYORUZ


    Merhaba sevgili dostlarım, arkadaşlarım! Nihayet
  • Sevda
  • ile birlikte sizlere yapmayı düşündüğümüz sürprizi açıklıyoruz! İstanbul'da buluşuyoruz!Beğendiğim resimleri Sevdam'a gönderdim, banner'ı hazırlamak yine ona düştü!Ben,banner'ı görünce bayıldım, arkadaşım yapar da çarpıcı, güzel, enfes olmaz mı hiç? İşte, insanda beceri olmayınca övmeyi biliyor, ne yapalım! ;))
    Sevdacığım, canım benim, ellerine sağlık! Aslında bu fkirin annesi
  • Sevda
  • 'm, geçen sene bu zamanlarda görüştüğümüzde böyle bir buluşmadan söz etti, ben de çok heyecanlandım! Doğru zaman şimdiymiş!
    Tabii, ben, dün önce yanlış anladım, Sevda'm, Ankara'da, ben burada buluşacağız sandım, çok üzüldüm! Yazıştık, Sevdacığımı da sabah sabah gülümsetmiş oldum!;))
    Ben istanbul'u, Sevda da Ankara'yı organize edecek. Buluşulacak yer konusunda sizin fikirlerinize gereksinim duyuyoruz! inanın ben de şimdiden heyecanlanıyorum, dilerim çok çok keyifli, geniş katılımlı bir etkinlik olur!
    İstanbul ve Ankara dışında oturan arkadaşlardan da dileyenler etkinliğimize katılabilirlerse çok mutlu oluruz!
    İstanbul'dan katılacak ve buluşma yeri konusunda fikir verecek arkadaşlar, "mutlulukmutfakta.etkinlik@gmail.com" adresime bildirirse sevinirim.
    Ankara'dan katılacak ya da yer konusunda fikrini yazmak isteyen arkadaşların da "sevdamavisietkinlik@gmail.com" adresine yazması gerekmektedir.
    Katılım ve buluşma yerimiz ile ilgili önerilerinizi içeren iletileriniz büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum, bekliyoruz!
    Sevgiyle, dostça kalın!

    13 Ekim 2008

    Annemin Enfes Erik Reçeli


    Merhaba,çoook uzun bir süredir tarif yayımlamıyorum, değil mi?
    Bu kez ciddi ciddi blogumun adını değiştirmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim! Bu erik reçelinin tarifini geçen sene de yayımlamıştım. Ama şimdi yeniden yayımlayıp hatırlamakta yarar var!

    Erik Reçeli

    Malzemeler:

    1 kg mürdüm eriği
    750 gr toz şeker
    1 kabuk tarçın
    7-8 tane karanfil (Tarçın ve karanfil, reçel piştikten sonra alınır)

    Hazırlanışı:

    Erikler yıkanır, yarım ay biçiminde doğranır. Tencereye konur. Üzerine şeker eklenir. Tarçın ve karanfil konulur. Tencere ocağa yerleştirilir. Kısık ateşte yaklaşık 45 dk. pişirilir. Oluşan köpükler üzerinden alınır.
    45. dk. sonra birkaç damla limon suyu eklenir. Tencere ocaktan alınır.

    Not: Reçel, piştikten sonra tarçın ve karanfil içinden çıkarılır. Reçel soğumaya bırakılır. Daha sonra kavanozlara yerleştirilir.



    Çok çok lezzetli olduğunu,afiyetle yediğimi belirtmek isterim! Ben, hafta içi evde kahvaltı etmiyorum.Bu yüzden hafta sonu evde kahvaltı seremoni haline geliyor!
    En kısa zamanda yeniden görüşmek üzere sevgiyle, dostça kalın!

    12 Ekim 2008

    Bir Kadın Severse


    Bir Kadın
    Bir kadın sevilir de sevmezse sevenin değerini bilemez,
    Sever de sevilmezse mutlu olamaz,
    Sever ama güvenemezse huzurlu olamaz,
    Hem sever hem de güvenirse konuşmayı hatırlayamaz!

    Burçak Tosunlar

    Süreyya Berfe ve Kayıp



    Kayıp
    Seni yitirmedim, kaybettim.
    Cep saatimi yitirdim, seni kaybettim.
    Gökyüzünün herhangi bir yerinde
    herhangi bir gökyüzünde
    kaybettim seni.

    Kim kimi buldu ömründe?
    Herkes başka bir günü düşündü.
    Şöyle ya da böyle
    Ömründe olmayan dünü düşündü.

    Yeryüzünde hemen şurda
    kaybettim seni.
    Telaşla, korkuda kaybettim.
    Hüzünde, coşkuda kaybettim.
    'Mutluluktan ölebilirim' dedin, kaybettim.

    Kim kimi tanıdı ömründe?
    Herkes başka bir durumu düşündü.
    Şöyle ya da böyle
    Ömründe olmayan umudu düşündü.

    Kaybolan ne varsa onlarda, onlarla
    Geçen günlerden birinde, geçmişte
    Kaybettim işte, zaman sustu.
    Zifiri karanlık bir mağarada
    Ürkek bir yosun ışıdı, kayboldu.

    Süreyya Berfe

    10 Ekim 2008

    Bugün Dünya Ruh Sağlığı Günü


    Hepimizin "Dünya Ruh Sağlığı Günü" kutlu olsun!


    Dünya Ruh Sağlığı Günü;(10 Ekim) Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu'nun bir projesi olarak doğmuştur. Ruh sağlığı hastalığından muzdarip olan kişilerin ve yakınlarının seslerini duyurmak amacıyla 1992 yılından bu yana 10 Ekim dünya ruh sağlığı günü olarak belirlenmiş durumda. Ruh sağlığı gününün amaçlarını şu ana başlıklarda özetlenebilir:
    1- Ruh sağlığı hastalığından muzdarip olanların sesini duyurabilmek, toplumda ruh sağlığı konusunda bilgi ve anlayışın artmasını sağlamak.
    2- Kişinin ruh sağlığını ve yaşam işlevlerini koruyup desteklemek.
    3- Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkları önlemek.
    4- Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkların tedavi ve bakımını geliştirmek.

    7 Ekim 2008

    Ne Güzel


    Üye olduğum gruptan gelen şiiri siz dostlarımla paylaşmak istedim!

    Ne Güzel..

    Ne güzel..
    seninle bir şafağı beklemek
    Parmaklarımda gizli bir telaş
    Sana şiirler söylemek
    Ellerine tutuşturup bir bulutun
    Sana umutlar yollamak
    Ne güzel..

    Ne güzel
    Bir hayali hissetmek
    Deli düşler denizinde yüzmek
    Kızıl şarapları çekip içime
    Bilmedigim bir adamı özlemek
    Ne güzel..

    Yaren Bahar